Derenin renginin kırmızı ve siyaha dönmesiyle ortaya çıkan çevre felaketinin kamuoyunda büyük tepkiye yol açtığını vurgulayan Taşkent, şöyle ekledi:“Sanayi kuruluşlarının çevreye bıraktığı atıklar sadece ekosistemi tahrip etmiyor, aynı zamanda yöre halkının sağlığını da doğrudan tehdit ediyor. Bu bilinçsiz ve hukuka aykırı faaliyetlerin nasıl yıllardır denetimlerden kaçabildiği mutlaka açıklığa kavuşturulmalıdır.”Sakarya’nın tarımsal üretimi, doğal kaynakları ve stratejik konumuyla ülke ekonomisi açısından özel bir yerde durduğunu hatırlatan Taşkent, Mudurnu Deresi gibi su kaynaklarının kirletilmesinin geri dönüşü olmayan sonuçlara yol açacağına dikkat çekti. Önergesinde, kirliliğe sebep olan fabrikaların tespit edilip edilmediğini, faaliyeti durdurulan firmaya hangi adli veya idari yaptırımların uygulandığını ve Sakarya genelindeki denetimlerin etkinliğini sorgulayan Taşkent şu ifadeleri kullandı:“Sakarya Valiliği ve İl Müdürlüğü’nün bir fabrikanın faaliyetini durdurması elbette önemlidir fakat bu tek başına yeterli değildir. Kamuoyunun kaygılarının giderilmesi ve benzer çevre felaketlerinin yaşanmaması için Bakanlık’tan açık ve net bir açıklama bekliyoruz. Sakarya halkı derelerini, tarım ürünlerini ve sağlığını kaderine terk etmeyecektir.”Taşkent’in Bakan Kurum’a yönelttiği sorular:
- Mudurnu Deresi’ndeki kirliliğin kesin kaynağına ilişkin resmi inceleme raporu tamamlandı mı, kamuoyuyla paylaşılacak mı?
- Faaliyetleri durdurulan firmaya daha önce herhangi bir yaptırım uygulanmış mıydı?
- Bu olayın ardından yalnızca kapatma kararı mı verildi, yoksa adli bir süreç de başlatıldı mı?
- Bölgede faaliyet gösteren diğer fabrikalar için denetimler gerçekleştirildi mi?
- Atıkların içeriği ve insan sağlığına etkileriyle ilgili bilimsel bir inceleme yapıldı mı?
- Son 5 yıl içerisinde Sakarya’daki sanayi tesislerinde kaç çevre denetimi yapıldı ve bunların sonuçları ne oldu?
- Çevre kirliliğini ve benzeri felaketleri önlemek için yeni bir yasal düzenleme ya da denetim mekanizması gündemde mi?




